Küreselleşme ve NATO
Küreselleşme ve NATO
Küreselleşme Ekseninde Aydınlanma ve Uluslaşma...

Küreselleşme ve NATO

Aydınlanmanın ortaya koyduğu en önemli geçerlilik şudur; feodal dönemin skolastik felsefesinin kaderciliğinin karşısına, insan iradesini çıkarmıştır. Dine karşı sekülerleşme de diyebiliriz.
Voluntarizm: İnsanın kendi iradesiyle yaşamı belirleyeceğini öne süren aydınlanmanın ortaya çıkardığı felsefi bir düşüncedir. Gerçekten de aydınlanmanın en öneli kavramlarından birisi Voluntarizmdir ve bu kavram aydınlanma düşünürlerince, 'insanın çok yönlü gelişme kapasitesini' arttıracağı gerekçesiyle dillendirilmiştir. Didero'dan, D.A Lambert'e ve ansiklopedistlere kadar aydınlanmanın tüm düşünürleri Voluntarizmi savunmuşlardır.
Aydınlanma çağında devrimci iyimserlik had safhadadır. Aydınlanma dönemi düşünürü ve ya insanı dünyayı değiştirip dönüştürecek iç dinamizmi devrimci gücü kendisinde bulur. Aydınlanma ve karşı aydınlanma ülkemizde politik bir içeriğe sahiptir. Aydınlanma Kemalizm, Post Modernizm tartışmaları hep politik bir düzlemde yapılır.
Ulus – Devlet aydınlanmayla birlikte tartışılan bir başka kavramdır. Aydınlanmayla ulus devlet iç içe geçirilerek tartışılır. Bu mutlakiyetçi monarşilerin, kilisenin gericiliğine karşı ortaya çıkan tepkisinin yansımasıdır. Latin Amerika'da Simon Bolivar, Rusya'da Deli Petro, Osmanlı'da II. Mahmut, Fransa'da Lui monarşiler içinden çıkarak sistemi restore etme gereksinimi duyan aydınlanmacılardır. Onların sistemli uygulamaları burjuva aydınını ortaya çıkarmıştır. Bu burjuva aydınların amacı ise; aydınlanmanın kurallarını ulus devlet cumhuriyetlerinin anayasalarına geçirmektir. Yaratılan ulus devlet toplumda herkesin okuma yazma bilen vatandaşlara dönüşmesi için çaba sarfetmiştir. Bu aydınlar sistemi kendi eğitim sistemini oluşturmaktadır. Ayrıca burjuvazinin ulusal pazarı toplama işlevi de bunun yan kolu şeklinde gelişmiştir. Burjuvazinin sanayisine potansiyel eleman yetiştirmek eğitimin ana işlevi haline getirilmiştir.
Kemalizm ve uluslaşma süreçlerini değerlendirdiğimizde ise karşımıza Latin Amerika'yla çoğu zaman benzer ancak kimi zamanda farklı durumlar ortaya çıkıyor. Örneğin Simon Bolivar'ın Latin Amerika'daki uluslaşma süreci ile çok benzer yanları olan Türk uluslaşması bazı farklılıklarda barındırır. Anadolu'daki uluslaşma sürecinde de çeşitli Müslüman coğrafyaları için aynı durum geçerlidir. Örneğin BAAS harketleri… Bir ulus yaratılırken bileşenlerin yapısı o yapıya uydurulmaya çalışılır ve Kemalistler de Bolivarcılar gibi bunu hayata geçirdiler. Ancak yeni bir devlet kurarken; Osmanlı İmparatorluğu'nun bürokratik yapısını da kurumsal bünyeden tam anlamıyla atamadılar.
İşte ülke için işlerin her geçen gün sarpa sarması da bu noktada başladı. Genç Cumhuriyet kendi devrimci yenilikçi bürokrasisini oluşturamadan; karşı devrim süreci uluslarası güçlerin de etkisiyle hayata geçirilmeye başladı.
Ülkenin NATO'ya girişi ile de bu süreç hızlanarak devam etti. İsveç'in NATO üyeliği oylamasında evet oyu veren 17 CHP milletvekilinin bu süreci bir kez daha düşünmesi gerekiyor.