Wikilakes: İletişimde Tarihsel Kırılma
Kitle İletişim Araçları arasında, hayatımızın son yirmi yılına damgasını vuran araç hiç kuşkusuz internet...Kullanım alanının yaygınlığı – ulaştığı sınırların tüm dünyayı kapsaması-, kendisinden önceki tüm kitle iletişim araçlarının işlevselliğine sahip olması, bilgiye ve ya enformasyona istediğiniz anda ulaşma olanağı ve en önemlisi de feedback verilebilen bir iletişim şeklinin varlığı; internet teknolojisine kendisinden önceki KİA'ların karşısında önemli üstünlükler sağlıyor. Son yıllarda dünyada ve yaşadığımız coğrafyada farklı statükoların kırılma noktasını internet üzerinden gerçekleştirilen iletişim oluşturuyor.
1960'lı yıllarda füze savunma sistemlerinin tek merkezden kontrol edilmesini sağlamak amacıyla Pentagon tarafından oluşturulan bilgisayarları ağ üzerinden birbirine bağlama projesi (Arpanet), sonradan gelişmiş haliyle İnternetin; günümüzde böyle bir işlev üstlenmesi, kendini kurgulayanların çıkarlarına da "zarar" verebilecek boyutlarda olduğunu son yaşanan wikilakes olayıyla bir kez daha ortaya çıkardı. İnternetin füze savunma sistemlerini tek merkezden kontrol etmek için tasarlanan bir projenin gelişmiş hali olduğunu daha önce belirtmiştik. Aynı şekilde, füze savunma sistemleri üzerine gerçekleştirilen tarihi bir zirve ardından büyük skandallara sebep olması da tarihsel bir ironi mi? yoksa değişik komplo teorilerine açık bir durum mu ? Bunu da bu güne kadar, sosyalistleri 'komplo teorileri' üretmekle suçlayan, ancak son wikilakes olayıyla birlikte, komplo teorisi üretmekte herkesi geride bırakan muhafazakar ve liberal sağ anlayışa bırakalım. Biz burada hayatımıza son bir haftada giren wikilakes olgusunun içeriğine değil, yarattığı etkilere ve iletişim alanında gerçekeştirdiği kırılmaya değineceğiz.
Bu güne kadar internet teknolojisine ve iletişimine eleştirel yaklaşımlar iki temel tespitle söylemlerini oluşturmuşlardır. Bunlardan ilki; Sınıflı toplum yapılarında, Sümerler'den günümüze kadar, egemen sınıfların belirlediği iletişim ilişkileri içerisinde, yapılan bilgi üretimi toplumu kontrol altında tutmaya hizmet etmektedir. Günümüzde internet teknolojisiyle birlikte bu bilgi dağıtımı biraz değişime uğradı. Ancak bu değişim her zaman yaşanandan farklı olmayan biçimsel bir değişimdi. Gelişen internet teknolojisiyle birlikte, iletiyi gönderen ve alan arasında anında kurulabilen bir ilişki söz konusuydu ama bilgi üretiminin ve dağıtımının belirli odaklarda olduğu ve onlarda kendi düşünceleri dışında 'farklılıklara' KİA'larda yer vermeyecekleri için, geri bildirimde bulunan birey, iletişime girmeden önce belirli kurallarla çevrelenmiş bir ilişki içerisine girmiş olur. Yani kuralları önceden belirlenmiş bir iletişim ilişkisi içerisindedir. Onun için geri bildirim de bulunan bireyin kendini özgür hissetmesi sağlanabilir ama bu özgürlük sanal bir özgürlüktür. Yalnızca geri bildirimde bulunabilmek iletişim ilişkileri içerisinde bireyleri özgürleştirmez, bilgi üretiminde de bulunması gerekir. Ancak egemenler toplumun alt sınıflarını ve bireyleri, bilgi üretimi içerisine sokmazlar. Belirli merkezlerde üretilen bilgi de insanı özgürleştirmez, kontrol altına alır. Onun içindir ki; Kurulu dünya sisteminde bilginin özgür dolaşımından ve özgürlüğünden söz etmek imkansızdır.
İkinci yaklaşım ise şu şekildedir: Son yirmi yılda üretilen enformasyon tüm insanlık tarihinde üretilenden çok çok fazladır. Artık herkes bilgi üretip çok ucuza bu bilgiyi yayabilir konuma geldi. KİA'lar insanlık tarihinin en büyük kırılmasını yaşadı. Bu kırılma bilgi üretenler dışındaki kitleyi "nesne" konumundan "özne" konumuna taşıyan internet teknolojisiyle gelişti. Bilgi üretim tekelleri varlıklarını sürdürse de, internet gibi çok ucuz bir teknoloji sayesinde, artık herkes bilgi üretebilir ve enformasyon yayabilir. Egemenlerin ürettiği 'enformasyonun' karşısına onun karşıtını koyabilir. Bu da 'dikey-köşeli' 20. yüzyıl iletişiminin yerini, yatay-köşeleri olmayan 21. yüzyıl iletişim ilişkilerine yerini bırakabilir. Bu doğrultuda; bilginin özgürleşmesi ve sınırları aşarak özgürce dolaşımı için gerekli koşullar vardır.
Şimdi bu iki tez ekseninde, son yıllarda yaşadığımız gelişmeleri göz önüne getirdiğimizde; ikinci söylemin daha akla yatkın olduğunu ve önümüzdeki dönemi belirleyeceğini söyleyebiliriz. Yoksa, ABD ordusundaki bir onbaşı ve dünyada bir hafta öncesine kadar adı sanı duyulmamış bir internet sitesinin ve onun sahibinin, dünyanın 'Süper Gücü ABD' ve onun müttefiklerinden düşmanlarına dünyanın diğer egemenlerini içine alan bir skandalı ortaya çıkarıp, bunu tüm dünyaya yaymalarını 'komplo teorileriyle' açıklamaya çalışırız...
