İsrail - Filistin - Türkiye

22/04/2025

İsrail - Filistin - Türkiye Ekseninde Ortadoğu… 

Filistin topraklarının bilinen en eski halkı "AMELİKA" halkı idi. "Filist" adlı halk Girit adasından bu bölgeye göç etti. Filistler, Yunanlılarla akraba bir halk. Filist ismi de eski yunan tarihçileri tarafından bu halka verildi. Yahudiler ise; Firavun'un generali iken ona karşı çıkan Musa ile birlikte sürüldü ve bölgeye geldi. Filistler Araplaştı, Yahudilerde - bölgenin kendilerine vaat edildiğini iddia ettiler - Bölgenin gerçek halkı "AMELİKA" halkı ise tarihsel olarak asimile oldu. Tarihin en eski uyuşmazlıklarından birisi de bu şekilde başlamış oldu. Aslında bu coğrafyanın gerçek sahibi AMELİKA'lardır. (Bilgi İlahiyatçı Cemil Kılıç) 

Yeni Dünya Düzeni; ortadoğu'daki güvenlik sorununu İsrail ile aşmaya çalışıyor ancak İsrail devleti tek başına bu büyük coğrafyada güvenlik sorununu çözebilecek durumda değil. Türkiye'nin de bu sürece eklemlenmesi gerekiyor. İşte Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak tanımlanan yapılanmada; Türkiye'nin "cumhurbaşkanının" eş başkanlık yapmasının sebebi de bu -Küreselleşmenin Ortadoğu'daki koçbaşı olma startejisi- … Başka bir şekilde ifadelendirecek olursak Türkiye'yi kendi askeri ve siyasi emellerine alet edeceği bir ülke konumuna sürükleme planının parçası. Neo – Osmanlıcılık oyununu da bu açıdan değerlendirmek gerekir.

Afganistan ve Irak 'sorunlarını' silahla demokrasi getirerek çözen ABD ve müttefikleri için bölgede iki lokal güç kaldı. Bunlardan birincisi İran, diğeri ise Suriye. Suriye'nin son sekiz yılında yaşadığı sorunlar ve dünyanın tüm bölgelerinden gelen "terör" odaklarına karşı verdiği mücadele bu açıdan önemli. BOP Suriye'de sekteye uğramış bir projedir. Ancak daha bitmedi hala devam ediyor. Suriye'nin ilerici güçleri bu savaşı kazandı. BOP'un desteklediği gerici unsurlar bu savaşı kaybetti. Savaş; "Doğu Akdeniz ve Libya eksenine" kaydı.

Dünyada Sovyet Bloku'nun 1989 tarihi itibariyle dağılması ve kapitalizm karşısındaki alternatif güç olarak varlığının sonlanması ardından, 'siyasal İslam' alternatif bir sistem olarak ortaya çıktı ve kendini var etti. Bu durumda kapitalist blok Sovyet tehdidine karşı kurguladığı 'yeşil Kuşak Projesinden' vazgeçmek zorunda kaldı. Batı Blokunun kendi eliyle büyüttüğü canavardan desteğini çekip onunla mücadeleye girişmesi kaçınılmazdı. Siyasal İslama karşı tepkisellik ve mücadele sürecine Türkiye "28 Şubat müdahalesi" ile eklemlenmişti. İşte bu noktada karşımıza önceki yıllarda (1996) Refahyol Hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan tarafından imzalanan İsrail – Türkiye Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması çıkıyor. 23 Şubat 1996 yılında imzalanan bu anlaşmayla Ortadoğu'da BOP'un iki önemli aktörü bir araya getirilmiş oldu.

28 Şubat sürecinden sonra; Türkiye'ye biçilen 'ılımlı İslam' gömleği de hayata geçirildi. Refahyol İktidarının kurulması ve yıpratılması (başta İsrail ile yapılan bu anlaşma sonucunda), Susurluk (kontrgerilla) karşıtı eylemlerin cumhuriyetin korunmasına dönük hareketlere dönüşmesine karşın birkaç yıl sonra yaşanan "ekonomik kriz ve siyasal çöküş" AKP'nin siyasal hayatımıza girmesine yol açmıştı. 2012 yılına kadar da bu böyle devam etti ve AKP uluslararası aktörler tarafından desteklendi. 2012 yılında Pentagon tarafından yayınlanan strateji belgesinde siyasal islamın tüm renklerine karşı verilen desteğin sonlandırılacağı açıklandı. Aynı tarihlerden başlayarak İhvan arap coğrafyasında iktidarda olduğu bir çok ülkede iktidardan düşmeye başladı. Sıra AKP'ye geldi.

İsrail Filistin gerilimi ve AKP'nin Somut Adım Atamamasının Sebepleri…

Uluslararası küresel sistem 2012 yılına kadar; tüm renkleriyle siyasal islamı devreye sokmuştu. AKP iktidarı da bu süreç için bulunmaz kaftandı. Mısır'daki Müslüman kardeşler gibi… İsrail ve AKP arasındaki ticari ve siyasi anlaşmaları ve ABD'nin bu anlaşmalardaki yerini çözümlemeden gerçeklerle yüzleşme şansımız yok. Mecliste İsrail ile tüm ticari ve siyasi ilişkileri kesme önergesinin; AKP – MHP oylarıyla reddedilmesini bu açıdan sorgulamak/değerlendirmek gerekir.

Bilal Erdoğan ve Burak Erdoğan'ın gemilerinin İsrail limanlarında en çok iş yapan gemiler olduğunu, AKP – İsrail ticaretinin dünyanın en yoğun dördüncü ticareti olduğunu bilmeden; Filistinlilere "timsah gözyaşı" dökmenin de manası yok.

Manavgat'tan İsrail'e su taşındığını ve taşınmaya devam ettiğini bilip ses çıkarmadan siyonizme ve emperyalizme karşı olmanın anlamı yok. Bu şekilde devam ederseniz; daha çok cola döküp, miting yaparsınız. Bu arada emperyalizmin ve siyonizmin gemileri; AKP'nin yelkenini rüzgarıyla şişirmeye devam eder. Siz de Filistinli garibanlara üzülmeye devam edersiniz.

**************

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ile ilişkileri

* "Bölgesel Kürt yönetiminin petrollerinin Türkiye üzerinden İsrail'e satışına aracılık etti. (Malta açıklarına kadar giden gemicikler, burada bayrak değiştirerek İsrail limanlarına yönlendirildi.)

* İsrail'i ziyaret etti. Filistin ve Gazze'ye 'gideceğim' dedi ama hala gidemedi.

* İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez'i TBMM'de konuşturup, milletvekillerine alkışlattı.

*İktidarları döneminde Türkiye'nin İsrail'le ticaret hacmini tarihinin en yüksek seviyesine çıkardı.

* Türkiye'de hiçbir iktidarın müsaade etmemesine rağmen 2010 yılında İsrail'in OECD'ye girişine onay verdi.

* İktidarı döneminde Manavgat Nehri'nden İsrail'e su satışına ilişkin Türkiye ile İsrail arasında anlaşma imzaladı.

Yahudi Olmadan O Ödülü Alan Tek İsim

Ocak 2004'teki ABD ziyareti sırasında Amerikan Yahudi Komitesi'nden "cesaret madalyası" aldı ve bu madalyayı alan Yahudi olmayan tek isim olma özelliğine sahip.

* Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 49 yıllığına İsrailli şirkete verilmesine itiraz edenleri "Yahudi düşmanlığı" yapmakla suçladı.

* İsrail'in güvenliğini sağlayan Kürecik Radar Üssü'nün ev sahipliğini üstlendi

* Aralık 2012'de İsrail'in NATO çalışmalarına katılmasına onay verdi.

Bu da size sevgili yurttaşlar

Yetmiş yıldır üç kuruşluk çıkarları için sağcılara oy veren ve aktörleri değiştirerek iktidarda kalmasını sağlayan "dini bütün yurttaşlarım", bu ülkenin devrimcileri solcuları -Deniz Gezmiş ve arkadaşları- Filistin'de, Filistinli çocukların ölmemesi için savaşırken asılmalarını savundunuz. ABD'nin 6. Filosu önünde secde edenleri cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı yaptınız. Biraz dünyayı kavramaya çalışsanız, biraz neyin ne olduğunu anlamaya çalışsanız bizi de bu kadar yormasanız. Bu ülkenin solcuları olarak yorulduk artık.

"Kabahat sende demeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim."

Hadi iyi bayramlar olsun… 

İlker Kaplan-blog
All rights reserved 2021
Powered by Webnode
Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started